Anne ve Çocuk EFSANE AVI Yaşam Tarzı

Oyun bağımlılığı ne kadar gerçek?

oyun bağımlılığı ne kadar gerçek

Nature bu hafta oyun bağımlılığı hakkında üç makale yayınladı. Biri, son üç yılda oyun bağımlılığı ile ilgili bir ruh hastalıkları servisinden destek alan 850 kişi ile ilgili,  bir diğeri, geliştiricilerin, insanları oyunlara harcamaya devam ettirmek için kumar endüstrisindeki taktikleri kullanmasıyla ilgiliydi. Üçüncüsü ise, ruh sağlığı uzmanları tarafından, gençleri daha iyi korumak için endüstriyi domine eden oyun geliştiricilerine bir çağrı niteliğindeydi.  Bağımlılığı ele alan raporlardaki rakamlar ve hikayeler endişe verici. 18 yaş altı kişilerin yüzde sekseni boş zamanlarında düzenli olarak video oyunları oynadığını söylüyor. O halde boş zaman aktivitesi hangi noktada bağımlılığa dönüşür? Hobiyi bağımlılıktan ayıran nedir, oyun bağımlılığı gerçek bir bozukluk mudur gelin birlikte inceleyelim.

Bağımlılığın mekaniği

Tek cümle ile bağımlılık nesne ne olursa olsun nesneyi sevmekle başlar. Yeni bir oyunu deniyorsunuz, ona devam etmenizi sağlayan şey onu sevmeniz. Oyunda gelişmeye başlıyorsunuz, bu sizi bulutlara çıkarıyor. Bazen risk almanız gerekiyor, bazen kaybetmeniz… Risk aldığınızda, kazandığınızda ya da kaybettiğinizde beyninizde olan şeyler – bağımlılık nesnesi farklı olsa dahi, aynıdır. Büyük aktor dopamin! Çünkü beyin görüntüleme teknolojileri, bağımlılığın işlevsel olduğunu ama  temelde yalnızca dopamine hizmet ettiğini yansıtıyor. Zaten onu bu kadar tehlikeli kılan da dopamine hizmet etmesi çünkü dopamin yarın teslim etmen gereken projenin olup olmadığıyla ilgili değil, şu an ve şimdiyi ödüllendirerek, daha önce önemli olan şeyleri yapmanı engellemekle ilgilidir. Video oyunlardaki dinamik de dopamini beslemek ve daha fazlasını istemek arasındaki karmaşık mücadele ile bağımlılığa katkı sağlıyor.

Oyun oynayan herkes oyun bağımlısı mı?

Kısa cevap, hayır elbette değil. Yukarıda bu bilişsel hatayı yapmamanız için bağımlılığın ne olduğuyla ilgili bir hatırlatmayı bu nedenle ekledim. Bir şeyi uzun zamandır yapmanız, buna düzenli devam etmeniz, sizi bağımlı yapmaz. Bir kişinin kendini oyun bağımlısı olarak adletmesi için bir çok değişkeni aradan çıkarması gerekir. Her şeyden önce video oyunlar eğlenceli birer boş zaman aktiviteleridir. Diğer tüm sorumlulukları bir yana bırakıp oyun oynamaktan bahsetmiyorum, elinizde yapacak en iyi şey olmadığında yaptığınız bir şey ise oyun oynamak bunun sizi bağımlı kılmadığını bilmenizde fayda var.  Peki o halde bir kişiyi bağımlı kılan nedir? Dünya Sağlık Örgütünün buna bazı cevapları var:

  • Oyun oynamak için harcanan zaman üzerinde kontrol eksikliği
  • Oyun oynamak için diğer ilgi alanlarını, günlük görevlerini yapmayı görmezden gelmek
  • Olumsuz sonuçlarına rağmen oyuna devam etmek
  • Kişisel ilişkilerde önemli ölçüde bozulma
  • Oyun oynama süresi hakkında yalan söyleme ve inkar
  • Olumsuz duygulardan kaçmak için oyun oynama

Oyun bağımlılığı bir ruh hastalığı mıdır?

Bazı ruh sağlığı uzmanları karşı çıksa da Dünya Sağlık Örgütü oyun bağımlılığını bir hastalık olarak niteliyor. DSÖ’nün bu tartışmalı kararına karşı çıkan uzmanlara göre oyun bağımlılığı bir hastalık değil, olsa olsa depresyon gibi bir ruh bozukluluğunun semptomu olabilir diyor. Argümanı savunan uzmanlar, tüm gün uyuyan birinin yatak bağımlısı olduğu için değil, depresif olduğu için uyuduğunu söylüyor. Tartışmayı başlatan bilim insanları popülasyondaki oyun bağımlılarının büyük çoğunluğunun zaten bir ruh hastalığından muzdarip olduğunu bu araştırma ile savunuyor. Tartışmayı farklı bir açıdan ele alan bazı bilim insanları ise, oyun bağımlılığı bir hastalık olsun ya da olmasın, kişiye mental hiçbir zarar vermediğini, dolayısıyla düzeltilecek bir şey olmadığını savunuyor.

‘Bazı insanlar sevdiği aktiviteleri fazlasıyla yapar’ bunda şüphe yok, tatile gittiğimde sabah denize girer, yalnızca yemek yemek için ara verir ve gün batımına kadar suda durmaya devam ederim, bunun birini deniz bağımlısı yapmadığından eminim ancak aynı şeyi kolay ulaşır bir nesne için söylemek büyük bir hata olur . 

Herkes bunun bir bozukluk olduğu konusunda hemfikir değil

Dünya Sağlık örgütü oyun bağımlılığını bir bozukluk olarak nitelese de DSM-5 (Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı) bunun bir hastalık olduğuna ikna olmuş değil. DSM-5 uzmanlarını zorlayan önemli bir şey var: bir hastalığı hastalık olarak tanımlayan şey organizmada işlev bozukluğu yapmasıdır. Bu düşünce etrafında toplanan bilim insanları sorunlu oyun oynamanın bir mental bir bozukluk olmadığını ve yaratmadığını, dolayısıyla tedavi edilir bir şey olmadığını ancak ve ancak bir yalnızlık veya depresyon belirtisi olduğu konusunda hemfikir. 

Çocuğunuzun oyununu yönetmek için ipuçları

Birçok çocuğa oyun bağımlılığı teşhisi konmayacak olsa da oyun oynama alışkanlıkları bazı ebeveynleri endişelendiriyor . Çocuklar için oyun oynamaya daha sağlıklı yaklaşımları desteklemek için bazı ipuçları şunlardır: 

  • Çocuğunuzu bir oyundan vazgeçirirken, oyunu bitirmesi için ona zaman tanıyın. Ondan oyunun ortasında çıkmasını istemeniz sinir bozucu olabilir ve tartışmalara yol açabilir. Oyunu bitirmek için daha ne kadar zamana ihtiyaç duyacaklarını sorun ve oyun bittiğinde oyundan çıkmalarını sağlayın.
  • Çocuğunuzu oyundan çıkardığınızda, dışarı çıkmak veya akşam yemeği gibi değiştirecekleri bir aktivite olduğundan emin olun. Sadece oyundan çıkmasını istediğiniz için buna son verdiğini düşünmediğinden emin olun.
  • Çocuğunuza el becerilerini geliştirmeye yardımcı olacak hobiler edilmesini sağlayın. Bir şeyleri tamir etmekten hoşlanıyorsa ona tamir edecek bozacak ve tekrar düzeltecek şeyler verin. Oyuncak bebeklerden hoşlanıyorsa dikiş mazlemeleri kullanmayı teklif edin.
  • Çocuğunuzla oyun oynamanın nelerden hoşlandığı ve neden düzenli olarak oyun oynamak istediği hakkında konuşun. Cevapları, karşılaşabilecekleri başka sorunlar olup olmadığını ve oyun oynamayı bir kaçış olarak kullanıp kullanmadıklarını belirlemenize yardımcı olacaktır. 
  • Çocuğunuz yalnız mı? Yalnız kalan veya kalmak zorunda bırakılan çocuklar sorunlu oyun oynama döngüsüne girer. Akran zorbalığına maruz kalıp kalmadığını ya da bir zorba olup olmadığını gözlemleyin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir