Neden dedikodu yaparız

Hoşunuza gitsin veya gitmesin, bizler başkalarının hayatı ile meşgul insanların torunlarıyız.  Çünkü bilim insanlarına göre dedikodu, tarih öncesi dönemden beri yapılıyor hem de aynı motivasyonla! Kendi menfaatimiz için ya da grup menfaati için… Her ne sebeple olursa olsun en basit şekliyle dedikodu, orada olmayan kişi veya kişiler hakkında konuşmayı içeriyor. Üstelik bir malzemenin dedikodu olarak sınıflandırılabilmesi için sansasyonel veye kişisel gerçekleri içermesine gerek de yok. 2017’de yayınlanan bu meta analiz raporuna göre dedikodu tarafsız ve hatta olumsuz olduğu gibi, “hedefi kötü bir şekilde yansıtmak” zorunda değildir. Harika, bu iyi bir haber ama yine de merak ediyorum, neden dedikodu yaparız? Başlayalım!

Neden dedikodu yaparız ?

İnsanlar doğal olarak sosyal varlıklardır ve dedikodu, insanları bir araya getirmenin ve hikayeleri paylaşmanın bir yoludur. Bildiğiniz destanları veya peri masallarını aklınıza getirin, farkettiniz mi temelde hepsi ‘başkalarına iletilmesi gereken birkaç parça bilgi’ içerir. Yani dedikodu aslında diğer insanlara bir öğretme şeklidir- olumsuz olsa bile. Bunun ışığında, diğer insanların nasıl olduğunu, kime güvenilip güvenilmeyeceğini, kimin kuralları  çiğnediğini, kimin kiminle arkadaş olduğunu bilmek için etraflarındaki insanlar hakkında mümkün olduğunca fazla bilgiye sahip olmak istiyoruz.

Evrimsel psikologlar ise dedikoduyu primatların bir bağ kurma aracı olarak uğraştığı tımarla karşılaştırarak dedikodunun atalarımızın hayatta kalmasına yardımcı olduğunu iddia ediyor. Araştırmalar daha küçük gruplar halinde yaşayan atalarımızın, grup içi güvenliği sağlamalarının bir yolu olarak dedikoduya başvurduklarını söylüyor. Başkalarının davranışlarını yorumlamak, tahmin etmek ve etkilemek için sosyal zekalarını en iyi şekilde kullanan ilk insanlar, bu genleri bir nesilden diğerine aktardılar.

Neden dedikodu yaparız – ekşi limonlar

Daha olumsuz bir kayda göre ise dedikoduyu kendi sorunlarımızdan kaçmak için yapıyoruz. . Kendi problemlerinizle uğraşmaktan kaçınmanın iyi bir yolu, parmağı başkasınınkini işaret etmektir, bu bizi daha iyi hissettirir.  Evrimsel bir bakış açısıyla ‘grupta bizden daha zayıf birinin olması, bizi iyi hissettirir. Şu ve bunun daha zayıf olduğunu gerçekten açıklığa kavuşturabilirsek – zayıf halka olmaktan çıkar ve daha güvende hissederiz.

Dedikodunun beyindeki etkileri

2015 yılında yayınlanan bir çalışmada bilim insanları, kendileri, arkadaşları ve ünlüler hakkında olumlu ve olumsuz dedikodular duyan kişilerin beyin görüntülemelerine baktılar. Kendileri hakkında iyi ve kötü dedikodular ve genel olarak olumsuz dedikodular duyan insanlar, doğal olarak beyinlerinin prefrontal korteksinde daha fazla aktivite gösterdi. Araştırmacılar bunun, gerçekte hissettiklerimizi yansıtıp yansıtmadığına bakılmaksızın, başkaları tarafından olumlu görülme ve sosyal olarak uyum sağlama arzumuzla ilgili olduğunu söylüyor.  Araştırma ayrıca, ünlüler hakkındaki olumsuz dedikodulara yanıt olarak beyindeki ödül merkezlerinin aktive olduğunu buldu; denekler, müstehcen ünlü skandalları olduğunda eğleniyor. Araştırmacılar ayrıca beyin görüntülerinin neyi ortaya çıkardığını incelemenin yanı sıra deneklerin nasıl hissettiklerini de sorguladı. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, denekler kendileri hakkında olumlu dedikodu duymaktan ve başkaları hakkında olumlu veya olumsuz dedikodu duymaktan mutluydular.

Peki dedikodu yapmak sizi kötü biri yapar mı?

Dedikodu sosyal bir beceridir – karakter kusuru değil. Evrimsel bakış açısıyla bakarsak, birine bir şey öğretmeyen, kimsenin menfaatine dokunmayan dedikodular yapmak, grup kuralları açısından faydasız. ‘ Birinin görünüşü hakkında kötü yorum ‘ ‘ Birinin partneri ile olan ilişkisi hakkında yorum’ bu senaryolarda kimseye yardım etmiyoruz.

Çoğu zaman dedikodu, gizli güvensizliklerinizi korumak için bir kalkandır, ve hedef şaşırtır. Salt başkalarına zarar vermek için yapılan her şey, iyi bir insan tanımının dışındadır.  Dedikodunun hafif yanı insanları bir araya getirir, dedikodunun karanlık yüzü, insanları bıçak gibi bir hassasiyetle keser. Dedikoduya dahil olmamızın psikolojik nedeni, kendi kültürel değerlerimizi güçlendirmektir. Bu nedenle tarafsız kaldığımız sürece dedikodu diğer insanlarla ilişkileri güçlendirir. 

Dedikodu yapmazsam ne olur?

Cevap, yalnız kalırsın. Bir grup içinde dedikodu yapmamak – tarafsızlığı içermiyor- sosyal izolasyona tek gidişlik bir bilet almaya benzer. Sırları paylaşmak, insanların bağ kurma yollarından biridir ve dedikoduları başka biriyle paylaşmak derin bir güven işaretidir. Başkalarına zarar vermeyen dedikodulara dahil olmak veya tarafsız kalmak, bir gruba dahil olmanıza yarıyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir